Ankara
AA muhabirinin derlediği bilgilere göre, Kosova'nın Suşitsa köyünden İstanbul'a huruç etmiş birlikte ailenin oğlu bulunan Ersoy, İstanbul'un Fatih ilçesinde 20 Aralık 1873'te dünyaya geldi.
Ersoy, Fatih'te mevcut mahalle okulunda dü sene süresince Kur'an eğitimi gördükten sonradan 1879'da Fatih Emir Buhari Mahalle Mektebine başladı, 1882'de Fatih Merkez Rüştiyesi'nde ılımlı öğrenimine bitmeme etti.
"Ne biliyorsam kendisinden öğrendim" söylediği babası Fatih Camisi fakülte hocalarından Mehmet Tahir Efendi'den Arapça dersi meydan Ersoy, bire birlikte sürede Fatih Camisi'nde Farsça derslerini de izleme etti.
Babasının "Ragif" ismini verdiği, fakat anası ve dostlarının hâlâ emeksiz söylem ettikleri "Akif" adıyla çağırmasıyla bu adı hazımlı Ersoy, rüştiyedeki eğitimi süresince Türkçe, Arapça, Farsça ve Fransızca dillerinde gösterdiği yüksek başarıyla ön plana çıktı.
Ortaokul yıllarında şiire düşkünlük duymaya başladı
Rüştiye yıllarında şiire düşkünlük duymaya süregelen ve manzume kitaplarına yönelen Ersoy'un okumuş olduğu önceki muntazam işaret ise Fuzuli'nin "Leyla ve Mecnun"u oldu.
Ersoy, rüştiyeyi bitirdikten sonradan 1885'te zamanın flaş okullarından Mülkiye İdadisi'ne kaydoldu. Burada Muallim Naci Bey'den gökçe yazın derslerimizi aldı.
Babasını ince ağrı rahatsızlığı hasebiyle 1888'de kaybeden Ersoy, devrisi sene iri Fatih yangınında evleri bulunmayan olunca ailesiyle maddesel manada ağır vaziyette kaldı.
Usta âşık Ersoy, ilk önce cümle sahibi iktisap etmek ve leyli okulda kıraat etmek istediği düşüncesince Mülkiye İdadisi'ni bıraktı. Yeni oluşturulan baytar yüksekokulunda "Ziraat ve Baytar Mektebi"ne süregelen Ersoy, 1893'te veterinerlik bölümünü birincilikle bitirdi.
Okul yıllarında spora da dikkat yayınlayan Ersoy, ilkin güreş ve yüzücülük iktisap etmek kadar derinliğine yürüyüş, koşuk ve gülle atma yarışlarına katıldı.
İlk basma yapıtı 1893'te yayımlandı
Eğitim yaşamının sonuç dü yılında şiire dikkat duymaya süregelen Ersoy, meclis edebiyatına düşkünlük sardı ve okumuş olduğu eserlerin etkisiyle arkadaşlarına muntazam name denemeleri kaleme aldı.
Mehmet Akif Ersoy'un, hâlâ sonradan türlü sütun ve dergilerde şiirleri yayımladı. Bilinen önceki basma yapıtı ise "Hazine-i Fünun" mecmuasında 1893'te piyasaya sürülen birlikte gazel oldu.
"Tophane-i Amire" veznedarı Mehmet Emin Bey'in kızı İsmet Hanım ile 1898'de evlilik yapan ve 3 kız, 3 eş evladı bulunan Ersoy'un oğullarından biri, daha 1,5 yaşlarındayken ölüm etti.
Şiir yazarak ve muallimlik yaparak, gökçe yazın alanındaki çalışmalarına bitmeme fail Ersoy, arkadaşları Eşref Edip ve Ebül'ula Mardin'in çıkardığı ve önceki sayısı 27 Ağustos 1908'de piyasaya sürülen "Sırat-ı Müstakim" dergisinin başyazarı oldu.
Bütün şiirlerini Safahat'ta topladı
Şiirlerini 7 kitabından oluşan "Safahat" anlı şanlı eserinde toplayan Ersoy, 1911'de yazdığı önceki kısımda Osmanlı camiasının meşrutiyet dönemini, 1912'de yazdığı "Süleymaniye Kürsüsünde" anlı şanlı ikinci kitapta da Osmanlı aydınlarını anlattı. "Halkın Sesleri" anlı şanlı üçüncü kısmı 1913'te kaleme meydan Ersoy, "Fatih Kürsüsünde" adlı eserini ise 1914'te yazdı.
Ersoy, 1917 günlü "Hatıralar" ile Birinci Dünya Savaşı kendince görüşlerinin arazi almış olduğu 1924 günlü "Asım"ın peşi sıra 7. büro bulunan "Gölgeler"i 1933'te tamamladı.
Yoğun ısrarlar kararı Kur'an-ı Kerim'i Türkçeye çeviri etmeyi kabul fail Ersoy, 6-7 sene üstünde çalışmasına karşın neticeden mutlu kalmayarak imzaladığı anlaşmayı feshetti.
Mehmet Akif Ersoy, Türk milletine bağış etmiş olduğu düşüncesince İstiklal Marşı'nı, "Safahat" adlı eserine koymadı.
Balkan Savaşları, Birinci Dünya Savaşı ve Milli Mücadele'de halkı bilinçlendirmeye etkin Ersoy, 10 sene süresince İstanbul'daki sultanlar camilerinde ve Anadolu'daki nice cami, kent ve kasabada mevize verdiği düşüncesince "Camideki Şair" unvanıyla anıldı.
Vefatının peşi sıra "Safahat" eserini Ömer Ziya Doğrul ve M. Ertuğrul Düzdağ baştan bastı. Ersoy'un, "Kur'an'dan Ayet ve Hadisler" ile "Mehmet Akif Ersoy'un Makaleleri" anlı şanlı emekleri da yaşamını kaybettikten sonradan okuyucuyla buluştu.
Birinci Meclis'te saylav seçildi
Burdur Mebusu kendisine Birinci Büyük Millet Meclisi'ne seçilen Ersoy, 1921'de Ankara Taceddin Dergahı'na yerleşti.
İstiklal Marşı yarışmasına 500 teklik ihsanıhümayun verileceği düşüncesince katılmayan şair, Milli Eğitim Bakanı Hamdullah Suphi Bey'in ricası ve arkadaşı Hasan Basri Bey'in teşvikiyle yazmaya başladı.
Mehmet Akif Ersoy'un İstiklal Marşı, 17 Şubat haset Sırat-ı Müstakim ve Hakimiyet-i Milliye'de yayımlandı. Hamdullah Suphi Bey Meclis'te okuduğunda ayakta alkışlanan İstiklal Marşı, 12 Mart 1921'de "Milli Marş" kendisine kabul edildi. Ersoy, ihsanıhümayun kendisine sunulan 500 lirayı yarayışlı kurumuna bağışladı.
Kurtuluş Savaşı ve utku sonrası uzun uzun birlikte müddet Mısır'da canlı ve orada Türkçe derslerimizi verici Ersoy, 17 Haziran 1936'da otama düşüncesince İstanbul'a döndü.
Mısır'dan pestil ve bitap kendisine dönen ve Abbas Halim Paşa'ya ilgili Beyoğlu'ndaki Mısır Apartmanı'nın dördüncü katındaki dairede küsurat Ersoy, 27 Aralık 1936'da yaşama gözlerini yumdu.
İstiklal Şairi Mehmet Akif Ersoy'un değme sene binlerce bireyin görüşme etmiş olduğu kabri, Edirnekapı Şehitliği'nde bulunuyor.
"Vefa Ödülü"ne müstahak görüldü
Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında, "2018 Yılı Vefa Ödülü"ne müstahak tanıdık Akif'in, 20 Aralık mevlit günü, 27 Aralık ölüm haset olmasından ötürü değme dü haset de kapsayacak birlikte hafta süresince yurt şairinin anılması hedeflenmişti.
Bu kapsamda, İçişleri, Milli Eğitim ile Kültür ve Turizm Bakanlıklarının 2019'da ortaklaşa çıkardığı yönetmelikle 20-27 Aralık, "Mehmet Akif Ersoy'u Anma Haftası" anons edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın imzasıyla güzeşte sene piyasaya sürülen tamim ile 2021'in "Mehmet Akif ve İstiklal Marşı Yılı" kendisine anons edilmesi hasebiyle sene süresince İstiklal Marşı'nın kabulü ve Mehmet Akif Ersoy'u yâd etkinlikleri düzenlendi.