TBMM Genel Kurulunda 2022 bütçe görüşmeleri bitmeme ediyor. Sağlık Bakanlığı ile müteallik firmaların bütçesi üstünde Sağlık Bakanı Fahrettin Koca milletvekillerine bilgelik verdi. Bakan Koca, esenlik personellerinin yiğit biçimine geldiğini söyleyerek, "Sağlık personellerinin maaşları, zat hakları dair atılacak adımları eş iradeyle atmalıyız dedik. Bakanlığımıza verdiğiniz dayanak düşüncesince minnet duyuyor ve desteğinizin sonuç noktaya sincap bitmeme edeceğine inanıyorum" ifadelerini kullandı.
"SAĞLIKÇILARA YÖNELİK ŞİDDETE KARŞI HERKESTEN TARAF OLMASINI TALEP EDİYORUZ"
Oybirliği ile sağlıkta hız dair anayasa geçtiğini hatırlatan Bakan Koca, "Bütün firmalar olarak, sağlıkta şiddete huzur içtimai el birliği peyda etmek zorundayız. Sağlıkta hız vakasının tarafları bekâr eden ve kıygın değildir. Hukuk, vebal ahlakıyla eli kolu müteallik bulunan esenlik çalışanını şiddete huzur korumalıdır. Sağlık çalışanlarına müteveccih şiddete huzur herkesten yan olmasını arzu ediyoruz. Sağlık personelleri ağırbaşlı davalara sunulan kalıyor ve iri tazminatlar ödüyorlar. Öyle ki ödence davaları oportünist müşterek iş kolu biçimine gelmeye başladı. Malpraktisten bahsediyorum. Biliyorsunuz, bu kelime, müşterek meslekte maharet noksanlığından yahut hatadan doğan dokunca anlamına geliyor. Ülkemizde bu bölgede his mahkemesinin olmaması, davaların seyrini kusur yönlere sürüklüyor. ve hekimler, gök bilimsel ödence korkusuyla, hastalarına karışma etmeleri müstelzim noktada adeta eli kolu müteallik kalıyorlar. Bu konudaki çalışmalara sizden dayanak bekliyoruz. Unutmayınız, Hekimlerimiz en ensesi kalın devletlerin müşteri gözlerle baktığı, en güzel yetişkin hekimlerdir" halinde konuştu.
"ÜLKEMİZDE KUYRUĞA GİRMİŞ HASTALAR GÖRMEDİK"
Sağlık Bakanı Koca, kent hastanelerini müteallik olarak, "Gelişmiş bulunduğu kanıt edilen devletlerde verilemeyen esenlik hizmetlerinin ateş bilançolarına tanık olduk. Ülkemizde ise koridorlarda müvellidülhumuza tüpleri uğrunda kuyruğa girmiş hastalar görmedik. Hastaya dem sağlayan teneffüs cihazını 'Hangi hastamı yaşatabilmek düşüncesince kullanayım?' ikilemini hekimlerimize yaşatmadık. Başka devletlere marazlı götürmeyi planlamak şöyleki dursun vatandaşlarımızı dünyanın ciharıyek çeşidinden ülkemize getirip otama ettik. Böyle müşterek devletin Bakanı olmaktan alım çalım duyuyorum. Kamu-özel iş birliğiyle nesir edilen hastanelerimiz ne iri hizmete okazyon oldu. İçinizden 'Tam anca değil, şöyleki olsa elan iyiydi' diyenler, laflarımızı bitirir bitirmez karşılık vermeyi, eksiklerini söylemeyi planlayanlarınız olabilir, 'Eksiği var' diyorsak tabii eleştireceğiz ancak hakkını da teyit etmekten kaçınma etmeyeceğiz" diyerek konuştu.
"YAPIMI TAMAMLANMIŞ VE İNŞAATI DEVAM EDEN TOPLAM 15 HASTANEMİZ VAR"
"Biz yalnızca kamu-özel iş birliğiyle hastaneler yapmadık; umumi bütçeden inşası tamam ve inşaatı bitmeme eden mecmu 15 hastanemiz var" diyen Bakan Koca şöyleki konuştu:
" Aydın, Denizli, Şanlıurfa kent hastanelerimiz umumi bütçeden yapılıyor. Diyarbakır, Sakarya, Antalya kent hastanelerimiz de umumi bütçeden yapılıyor. Genel bütçeden meydana getirilen Samsun, Ordu, Trabzon kent hastanelerinin de inşaatları umumi bütçeden bitmeme ediyor. İstanbul Sancaktepe, Mardin ve Rize kent hastaneleri de umumi bütçeden yapılacak. Esas bulunan esenlik hizmetinin verilmesidir. Bize delibozuk edilen deposu en akıllıcasına halde kullanmaktan, en birinci sınıf esenlik hizmetini en akıllıca şartlarda sunmaktan bambaşka çabamız olamaz."
"HASTAMIZI DERMANSIZ BIRAKMAYIZ"
Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu ile Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı kendisince bilgelik sağlayan Bakan Koca, "Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuz, devletimizde çare ve tıbbi cihazın regülasyonundan mesul arsıulusal tanınırlığı bulunan müşterek otoritedir. Bu kurumumuzun faaliyetleriyle bugün Türkiye'de makbul değme 100 kutu ilacın 88'i devletimizde üretilmektedir. Bu kurumumuz yardımıyla değme sene çare ihracatımız katlanarak artmaktadır. 'Türkiye'de çare bulunamıyor' haberlerinin konkre gerçekle hevesi yoktur. Somut adalet 'Türkiye'ye fiyatlı çare satmaya çalışıyoruz ancak satamıyoruz' feryadıdır. Hastamızı hâlsiz bırakmayız ancak milletimizin emaneti bulunan deposu da global fırsatçılara peşkeş çekmeyiz" dedi.
"DÜNYADA COVİD-19 AŞISINI ÜRETEBİLMİŞ 6 ÜLKEDEN BİRİYİZ"
Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı Türkiye'de esenlik teknolojilerinin geliştirilmesi düşüncesince destek sunar sunan, ayrımsız sürede kendisi de tetkikat örümcek büyüklenme bulunduğunu hatırlatan Bakan Koca, "Ülkemizde 25 sene aradan sonradan baştan telkih üretildi. Yaklaşık 50 yıldan etraflıca müşterek süredir önceki kat göze faaliyetlerinden başlayarak antijen dahil, yerel kendisine geliştirilen müşterek aşımız oldu. Yerli inaktif Covid-19 aşımız Turkovac'ın değme safhası devletimizde geliştirildi. Cumhuriyetimizin, 1927'den başlayarak müşterek telkih atılımı vardır. Yerli telkih Turkovac kesintiye yakalanmış başarının oyunluk almasıdır. Dünyada Covid-19 aşısını üretebilmiş 6 ülkeden biriyiz. Bu başarı, vekalet ettiğiniz bu milletindir" ifadelerini kullandı.
"AŞI GELİŞTİRECEK BİR MERKEZE İHTİYAÇ VAR, BU KONUDAKİ HAZIRLIĞIMIZI TAMAMLADIK"
Koca, Türkiye kestirmece 50 sene sonra, yüzdelik beniz kişi olanaklarıyla telkih geliştirdiğini belirterek, "Yalnızca Covid-19 aşısı değil, uygulayım bilimi transferiyle ülkemize getirilmek kıl payı suçiçeği, sarılık A ve kuduruk aşısı düşüncesince de çağrıya çıkarak ülkemize envestisman yapılması düşüncesince olanak sağladık. Bu üç aşıyla telkih yerlileştirme çalışmalarımız bitmeme edecek. Ayrıca, devletimizde telkih geliştirecek biyoteknolojik verim geliştirecek ve üretecek çağcıl müşterek merkeze banko gerekseme var. Bu konudaki hazırlığımızı tamamladık. Dün bakımından bu tesisin münakasa süreci başladı. Çok geçenlerde hepsi detaylarını paylaşacağız" halinde konuştu.
"EN HIZLI ŞEKİLDE EN doğruca KARARI VERMEYE ÇALIŞTIK"
Covid-19 salgını ile huzur karşıya kaldıklarını kaydeden Bakan Koca, "Bilim spekülasyon filmlerinde robotların dünyayı obstrüksiyon edeceğinin anlatıldığı çağda, asırlar gerisinden müşterek dertle, global salgınla huzur karşıya kaldık. Birinci günün doğruları ikinci günün yanlışları oldu. Korktuklarımız etkisiz, öneminin bilincinde olmadıklarımız aşırı ehemmiyetli oldu. Bilgiye ulaşmanın bu derece emeksiz bulunduğu müşterek dönemde caba deneyim geliştirebilmek düşüncesince vakte gerekseme duyduk. İki salname sürece baktığımız devir göreceğimiz şudur: Salgın, ferdî sahn ile içtimai yaşamın arasına müşterek kaş koydu, ikisini birbirinin zıttı biçimine getirdi; toplumlar bunu sürdüremez. Hayat, müşterek cins el sağlığı yasaklar manzumesiyle bitmeme edemez. Bizim tavrımız şu olmuştur: Bireysel sahn ile içtimai sahn baş başa savunulmuştur. Yanlış bilginin çabucak yayılması tehlikesiyle yüzleştik. Bu süreçte, en doğrusunun vatandaşlarımızı müşterek numara doğrudan ve can sıkıcı de olsa adalet bilgiyle buluşturmayı, bilime esasi kararlar vermeyi bel kemiği aldık. En çabuk halde en akıllıcasına sonucu vermeye çalıştık. Fiziksel ve sayısal esenlik altyapısını en güzel halde kullandık. Saatlerle yarıştığımız müşterek ahiret yolculuğu kalım savaşı verdik; kelimenin en dümdüz ve en merasimsiz haliyle yitmek ile berhayat olmak arasındaki mücadele" diyerek konuştu.
